Life
Bilge Qaghan (683 - 734) was the fourth khagan of the Second Turkic Khaganate. Reigned between 717-734. His accomplishments were described in the Orkhon inscriptions. His name means "wise" in Turkic Language. He was born in 683, in the early years of the khaganate. He fought alongside his father from early childhood. He was only 9 years old when his father Ilerish Qaghan died. His uncle Qapaghan became khagan after that. He also helped his uncle Qapaghan in wars.
War against Rebels
He reconquered Basmyl tribes in 703. He also subdued Yenisei Kyrgyz forces in 709. He killed Turgesh khagan Suoge at Battle of Bolchu. He fought against Turkic tribes rebelled against Turkic Khaganate. In later years of Qapaghan, he had to fight four battles in a year starting from 714, resubduing tribes and nearly was killed in an ambush from Uyghur forces in 716.
Other Wars
Bilge himself told about some of the wars he fought. He tells about he fought against the Tanguts (an ancient Asian people that Turkic-Mongol enemy, destroyed by the Mongols) when he was 17 years old. Bilga destroyed the Tangut armies in this war, plundered their property and captured many Tangut women. He also fought against the Iranian people, the Sogdians, at the age of 18. Bilge destroyed the army that the Sogdians gathered against Bilge. At the battle of Iduk Bash, he defeated Tang General Ong, who attacked him with his 50,000 soldiers. At the same time, he tells that he fought against the Turkic tribes Karluks, Kyrgyz and Turgesh, who rebelled against the Turkic Khaganate rule, and defeated them by raiding them at night.
Göktürk-Tang War of 698-711
He was with his uncle Qapaghan against Tang. He managed to annihilate Wei Yuanzhong's army in 701 with his brother Kul-Tigin. Emperor Zhongzhong decided to gather an big army to destroy Göktürks and Qapaghan. He gather an army of 80.000 men. Those big Tang forces given under command of General Shazha Zhongyi faced against small numbers of Göktürk army in Ming Sha. Qapaghan Qaghan, Kul-Tigin and Bilge commanded Göktürk forces in this Battle of Ming Sha. Göktürks win a decisive victory in this battle and destroyed almost half of Tang army. While these wars were taking place, Bilge would sometimes return and fight against some tribes that rebelled.
Coup against Inel
In 716, Qapaghan Qaghan, was killed in his campaign against the Toquz Oghuz(Uighur) alliance. Although his son Inel Khagan succeeded him, Bilge and his brother Kul-Tigin carried out a coup against Bilge's couInel Qaghan. They killed him and made Bilge new khagan. Bilge's cousin Inel was killed by Kul-Tigin during struggle for the throne. Some writers say that the law of succession of Göktürks was that power passed from a ruler to his younger brothers before returning to his sons. Thats probably why Kul-Tigin didn't accepted Inel as khagan. Duoxifu, the uncle of Inel and also Bilge, defended him in this coup but he also was killed by Kul-Tigin. Thus the throne was first the right of Ilterish, eldest brother. Then Qapaghan, younger brother. Then, sons of Ilterish, eldest Bilge and then younger Kul-Tigin. Then Inel should be khagan after Bilge and Kul-Tigin. Inel, being Qapaghan's son, had no right on the throne. Inel and his supporters was killed by Kul-Tigin in 717. And Bilge became the khagan. Bilge appointed his brother Kul-Tigin to be Left Wise Prince, which made second most powerful person in realm. He re-subdued Huige in 716. He also married with daughter of Tonyukuk and Tonyukuk became his father-in-law. New reforms and stabilization of the regime, caused tribes that rebelled to come back.
Göktürk-Tang War of 720-727
In 720, Wang the Tang general believed that some Turkic tribes of the region were planning attack Eastern Tang regions. He thus held a feast and invited the chieftains, and, at the feast, massacred them. He then attacked the tribes in the area, nearly wiping them out. He then proposed a plan to attack Bilge Qaghan and Turkic Khaganate along with the Baximi, Xi, and Khitan. Emperor Xuanzong also wanted from Yenisei Kyrgyz khagan Kutluk Qaghan and Huoba Guiren to fight against Bilge. Tonyukuk cunningly launched first attack on Baximi in 721 autumn, completely crushing them. Meanwhile, Bilge raided Gansu, taking much of the livestock. Later that year Khitans, next year were also crushed by Bilge in Battle of Xi.
In 726, his father-in-law and chancellor Tonyukuk died. In 727, Bilge sent Buyruk Chor as en emissary to Xuanzong to send 30 horses as gift. He also alarmed him of Me Agtsom's proposal of anti-Tang alliance. This alarm proved to be true when Tibetan general We Tadra Khonglo invaded Tang China in 727. Tang ended the war because of their war against Tibet.
On 27 February 731, his brother Kul-Tigin died, for which Bilge Qaghan mourned and ordered a great funeral ceremony. In 733, he defeated Khitan again.
Death
Just after sending an emissary to Xuanzong to gain heqin alliance, he was poisoned by Buyruk Chor. He did not die immediately and he had time to punish the Buyruk Chor and his family with death. He died on 25 November 734, his burial ceremony took place on 22 June 735.
Orkhon Inscriptions
He is the Göktürk ruler who we have the most information about Bilge Kagan. We get those information about him from the inscriptions he wrote himself. Bilge wrote many things in these inscriptions. Some of the things he wrote in the Orkhon inscriptions:
(In Turkish)
İlahî göğün yarattığı Türk, Bilge Kağan, bu devirde tahta çıktım. Sözlerimin tamamını dinleyin, özellikle küçük erkek kardeşlerim, çocuklarım, soyum, halkım. Güneyde Şadlar, kuzeyde tarkanlar, beyler, halkım, bu sözümü iyice işitin, sıkıca dinleyin!
Doğuda güneşin doğduğu yere, güneyde aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı yere, kuzeyde karanlığın ortasına kadar, bu sınırların içerisindeki halkın tamamı bana bağlıdır. Bu kadar halkın tamamını düzene soktum. Şimdi onların endişesi yok. Türk Kağanı Ötüken dağlarında hüküm sürerse ülkede sıkıntı çıkmaz. Doğuda Şantung ovasına kadar sefer ettim. Denize bir kez bile varmadım. Güneye doğru Dokuz Ersinlere kadar sefer ettim. Tibet’e bir kez bile varmadım. Batıda Sir Derya’yı geçip Temir Kapıg’a kadar sefer ettim. Kuzeyde Yer Bayırkuların topraklarına kadar sefer ettim. Bu kadar yere sefer ettirdim. Ötüken dağlarından daha iyisi kesinlikle yokmuş. Ülke kurulacak topraklar Ötüken dağlarıymış.
Burada hüküm sürüp Çin halkıyla ilişkileri düzelttim. Çinliler altını, gümüşü, ipeği, ipeklileri ihtiyaçtan fazlasıyla öylelikle verirler. Çin halkının sözleri tatlı, ipeklileri yumuşakmış. Tatlı sözle, yumuşak ipeklilerle kandırıp uzaktaki halkları bu şekilde kendilerine yaklaştırırlarmış. Yakına yerleştikten sonra da gereken kötülüğü orada düşünürlermiş. Bilgili ve yiğit insanları ilerletmezlermiş. Bir kişi suç işlerse bütün kavmini, halkını, akrabalarına varıncaya kadar öldürmezlermiş. Çinlilerin tatlı sözlerine, yumuşak ipeklilerine kanıp Türk halkından bir çoğunuz öldünüz. Türk halkı, mutlaka öleceksin! Güneye Çugay dağlarına, Tögültün ovasına yerleşeyim dersen, Türk halkı, mutlaka öleceksin. Kötü insanlar şöylece akıl verirlermiş: “Uzakta isen Çinliler ipeklinin kötüsünü verirler, yakındaysan ipeklinin iyisini verirler” diye öğretirlermiş.
Cahil insanlar, bu sözleri ciddiye alıp yakınlaştığınızda çoğunuz öldünüz. Oralara gidersen, Türk halkı mutlaka öleceksin. Ötüken topraklarında yaşayıp sağa-sola kervanlar gönderirsen hiç sıkıntıya düşmeyeceksin. Ötüken dağlarında yaşarsan kurduğun ülke sonsuza değin ayakta kalacaktır. Türk halkı, toksun. Acıkacağını ya da doyacağını düşünmezsin. Bir doyarsan, tekrar acıkacağını düşünmezsin. Böyle olduğun için seni beslemiş olan kağanın sözlerini dikkate almayıp her yöne gittin. Oralarda tamamen yok oldun, tükendin. Geride kalanlarınız yarı ölü yarı diri her yere gidiyordunuz. Tanrı lütfettiği için, benim de talihim olduğu için kağan olarak tahta çıktım. Tahta çıktıktan sonra yoksul ve fakir olan halkı tümüyle bir araya getirdim. Yoksul halkı zengin ettim, az olan halkı çoğalttım. Acaba bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, halkı bunu dinleyin: Türk halkını derleyip ülke kuracağınızı buraya kazıdım, hata edip öleceğinizi de buraya kazıdım. Söyleyecek ne sözüm varsa bengi taşa kazıdım. Buna bakarak anlayın. Şu anki Türk halkı, beyleri, halihazırdaki beyler, sizler mi yanılacaksınız? Kağan babam ve kağan amcam tahta çıktıklarında dört yöndeki halkı nasıl düzenlemiş, nasıl hizaya sokmuşlarsa, tanrının lütfuyla ben kendim tahta çıktığımda da dört yöndeki halkı aynı şekilde düzenledim, hizaya soktum.
Ben Türgeş kağanının kızını pek büyük bir törenle oğluma aldım. Dört yöndeki halkı hep ele geçirmiş, teba haline getirmiş, mağrurları kendisine secde ettirmiş, güçlülere önünde diz çöktürmüş. Yukarıda mavi gök, aşağıda kara toprak lütfettiği için halkımı gözüyle görmediği, kulağıyla işitmediği, doğuda güneşin doğduğu, güneyde aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı, kuzeyde ise karanlığın ortasına kadar yerleştirdim. Çil çil altınları, apak gümüşleri, kenarlı ipekleri, misk kokulu ipeklileri, has atları, aygırları, kara samur ve boz sincap derilerini hakanlık halkım için, kavmim için kazandım, elde ettim. Halkımı dertsiz hale getirdim.
Halkı besleyin, onlara eziyet, sıkıntı vermeyin. İyilik bulacak, çadırına gireceksin, sıkıntı çekmeyeceksin. Daha sonra Çin hakanından sanatçı, herşey getirttim, Çin imparatoru benim sözümü kırmadı, sarayındaki has sanatçısını yolladı. Ona muazzam bir anıt kabiri yaptırdım. İçini dışını muhteşem şekilde süslettim, taşlar yonturttum, taşlara kazıttım, aklımdaki sözleri yazdırttım.
On-Okların oğullarına, yabancılarına varıncaya kadar bunu görüp anlayın. Ben ki taş kazıttım, ulaşılabilir yerde, böylesi ulaşılabilir bir yerde kazıttım, yazdırdım. Buna bakıp böylece öğrenin.
Tahta çıktığımda ölecekmiş gibi düşünceli olan Türk beyleri, halkı sevinip yere bakan gözlerini yukarı kaldırdı. Böylesi bir vakitte ben kendim tahta çıkıp bunca önemli yasayı, dört taraftaki halkı yoluna koydum, düzene soktum. Az olan halkı çoğalttım. Kudretli ülkesi kudretli hakanı olandan daha iyi bir hale getirdim. Dört taraftaki halkı alıp kendime bağladım.
Türklerin düşmanlarını yok ettim. Onların hepsi bana bağlandılar. On yedi yaşımda Tangutlara sefer ettim. Tangut halkının düzenini bozdum, evlatlarını, kızlarını, sürülerini, mallarını orada aldım. 18 yaşımda Altı Çuv Soğutlara karşı sefer ettim, halkını orada bozguna uğrattım, Çinli askerî vali Ong elli bin askerle geldi, Iduk Baş’ta savaştım. O orduyu orada yok ettim. Yirmi bir yaşımdayken Basmıl Iduk Kut üzerine, ki benim halkım ve boyumdu, “kervan göndermiyor” diyerek sefer ettim. Yirmi iki yaşımda Çinliler karşı sefer ettim. General Çaça ve emrindeki seksen binlik ordusuyla savaştım. Askerlerini orada öldürdüm. Yirmi altı yaşımdayken Çik halkı Kırgızlarla düşman oldu. Kem’i geçip Çik’lere karşı sefer ettim. Örpen’de savaştım. Askerlerini mızrakladım. Az halkını ele geçirdim, bağladım. Yirmi yedi yaşımda Kırgızlara karşı sefer ettim. Kırgız halkını uykuda baskına uğrattım. Hakanları ile Songa dağlarında çarpıştım. Hakanlarını öldürdüm, ülkelerini orada aldım. O yıl içerisinde Türgeşlere karşı Altay dağlarını aşıp Ertiş nehrini geçerek yürüdüm. Türgeş halkını uykuda baskına uğrattım. Türgeş hakanının ordusu ateş gibi, şimşek gibi geldi.
Bolçuda çarpıştık. Hakanını, Yabgusunu, Şadını orada öldürdüm, ülkelerini orada aldım. Otuz yaşımda Beş Balık’a doğru sefer ettim. Altı defa sefer ettim, ordusunu tamamen yok ettim. Otuz bir yaşımdayken Karluk halkı refah içerisinde bağımsız hareket eder hale geldi ve bize düşman oldu. Tamag Iduk Baş’ta savaştık. Karluk halkını öldürdüm, kalanlarını orada teslim aldım, Basmılların avam halkı, Karluk halkı toplanıp geldiler, öldürdüm. Tokuz Oğuzlar benim kendi halkımdı. Gökle yer rasında kargaşa çıktığı için, gönüllerine hasetlik düştüğü için düşman oldular. Bir yılda dört kez savaştım. İlk önce Togu şehrinde savaştım. Togla nehrini yüzerek geçip ordusu ikinci olarak Argu’da savaştım. Askerlerini mızrakladım, ülkesini fethettim. Üçüncü olarak Çuş Başı’nda savaştım. Türk halkı sarsıldı, kötü olacaktı. Kurtulup dağılıp gelen askerlerini kaçırttım. Ölecek olanların çoğu orada dirildi. Orada Tongralardan bir kahraman grubunu Tonga Tegin’in mateminde çevirip dövdüm. Dördüncü olarak Ezgenti Kadız’da savaştım. Askerlerini orada mızrakladım, perişan ettim.
Amgı kalesinde kışlarken kıtlık başgösterdi. İlkbaharda Oğuzlara karşı sefer ettim. Askerlerin ilki sefere çıkmıştı, ikincisi ise karargahtaydı. Üç Oğuz askerleri baskın yaptı. “Yaya olanları perişan oldu” diyerek teslim almak amacıyla geldiler. Askerlerinin yarısı evi barkı yağmalamaya, yarısı da savaşmaya gelmişti. Bizim sayımız azdı. Perişandık. Oğuz düşman, Tanrı güç verdiği için orada mızrakladım, dağıttım. Tanrı buyurduğu için, kazandığım için, muhakkak ki Türk halkı böylelikle kazanmış oldu. Ben küçük kardeşimle birlikte bu şekilde başa geçip kazanmasaydım Türk halkı ölecek, yok olacaktı. Türk beyleri, halkı işte böyle aklınıza koyun, böyle bilin. Oğuz halkı göndermeyeyim diye sefer ettim. Evini barkını yıktım, Oğuz halkı Tokuz Tatar ile bir araya gelip toplandı, Agu’da iki büyük savaş yaptım. Ordusunu bozguna uğrattım. Ülkesini orada teslim aldım. Tatavı halkı Çin hakanına bağlıydı. “Onlardan elçi, iyi sözler, dilekler gelmiyor” diyerek ilkbaharla beraber onlara sefer ettim. O halkı orada perişan ettim. Sürülerini, mallarını orada aldım.
Çin’in süvari birliklerinin on yedi binden fazla askeri askeri ilk gün öldürdüm. İkinci gün piyade askerlerden çok sayıda öldürdüm. Otuz sekiz yaşımda, kış mevsiminde Kıtanlara sefer ettim. Otuz dokuz yaşımda ilkbaharda Tatavılara karşı sefer ettim. Ben öldürdüm, evlatlarını, kadınlarını, sürülerini, malını aldım. Halkını kadınlarını yok ettim. Kahraman askerlerini öldürüp balbal dikiverdim. Elli yaşımdayken Tatavı halkı Kıtanlar’dan ayrıldı, Töngker dağına General Ku’nun komutanlığında kırk bin asker geldi. Töngker dağında hücum edip vurdum. Çinlilerin Otuz bin askerini öldürdüm. Büyük oğlum hastalanıp vefat edince General Ku’yu balbal dikiverdim.
Ben on dokuz yıl şad olarak görevde kaldım. Devleti yönettim. Otuz bir yaşımda tebam, halkım için daha iyisini elde ettim.